bugün
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek15
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak11
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek36
- en yaşlı özelliğiniz24
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum19
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı11
- budweiser10
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- sözlük kızlarının saç rengi14
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız15
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz23
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- iğrenç bir his tarif et25
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün10
- fake hesabım için nick önerileri9
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
entry'ler (95)
Adana sıcağı hepsini sollar, geçer, fenadır. Herşeyi geçtim, orda birsürü ölen insan var sıcaktan. ötesi yok sanırım.
Editör.
izlendiğini farkettiği andır.
Sayısal zeka, sözel zeka durumu...
Arabayı iyi kullanmak özellikle düzgün park etmek sayısal zekanın yüksekliğine bağlı bir durum. Kadınlar da çoğunlukla sözel zeka baskın olduğu için bu konuda biraz zorluk yaşıyorlar. Yapı olarak da erkeklere göre daha telaşlı ve duygusallar. Ama bu durum ne kadınların aptal ve yeteneksiz olduğununun ne de erkeklerin çok zeki olduğunun göstergesidir. kimse boş yere övünmesin ve kimse boş yere yerinmesin. Herkesin yapısı ve dolayısıyla yeteneğinin yönü değişiklik gösterir ve herkesin yapmakta iyi olduğu şeyler farklıdır.
Arabayı iyi kullanmak özellikle düzgün park etmek sayısal zekanın yüksekliğine bağlı bir durum. Kadınlar da çoğunlukla sözel zeka baskın olduğu için bu konuda biraz zorluk yaşıyorlar. Yapı olarak da erkeklere göre daha telaşlı ve duygusallar. Ama bu durum ne kadınların aptal ve yeteneksiz olduğununun ne de erkeklerin çok zeki olduğunun göstergesidir. kimse boş yere övünmesin ve kimse boş yere yerinmesin. Herkesin yapısı ve dolayısıyla yeteneğinin yönü değişiklik gösterir ve herkesin yapmakta iyi olduğu şeyler farklıdır.
sekmeler ve f5 tuşu arasında anlamsız bir yolculuğa sebebiyet verebilir.
facebook f5, twitter f5, uludağ sözlük bugün,
facebook f5, twitter f5, uludağ sözlük bugün...
facebook f5, twitter f5, uludağ sözlük bugün,
facebook f5, twitter f5, uludağ sözlük bugün...
Taratılmış ve akabinde facebook'a eklenmiş bebeklik/çocukluk fotoğrafı.
sokakta oyun oynamayı bırakamayıp eve gidememenin akabinde altına işemek!
Un, nişasta ve pudra şekerine dokunamıyorum, dokunana bakamıyorum.
Yanımda çekirdek çitlenmesine, ağız şapırdatılmasına, sakız çiğnenmesine tahammül edemiyorum.
Eve girdiğimde mütemadiyen herşeyden önce bilgisayarımı açıyorum, ayakkabımı bile daha sonra çıkarıyorum.
Eski sevgilimin bana dönmesini istersem küçük bir kağıda defalarca adını yazıp, cüzdanımda taşıyorum. ve bunun işe yaradığına inanıyorum! gülmeyin ya. düşünce gücü diye birşey var.
Tavla oynarken mütemadiyen koyu renk pulları seçiyorum, yoksa kesinlikle kaybedeceğimi düşünüyorum.
Cidden çok tuhaflarmış, yazınca farkettim.
Yanımda çekirdek çitlenmesine, ağız şapırdatılmasına, sakız çiğnenmesine tahammül edemiyorum.
Eve girdiğimde mütemadiyen herşeyden önce bilgisayarımı açıyorum, ayakkabımı bile daha sonra çıkarıyorum.
Eski sevgilimin bana dönmesini istersem küçük bir kağıda defalarca adını yazıp, cüzdanımda taşıyorum. ve bunun işe yaradığına inanıyorum! gülmeyin ya. düşünce gücü diye birşey var.
Tavla oynarken mütemadiyen koyu renk pulları seçiyorum, yoksa kesinlikle kaybedeceğimi düşünüyorum.
Cidden çok tuhaflarmış, yazınca farkettim.
''ben'' adlı fotoğraf albümü.
fotoğraf altına yazılan iltifata ''o senin güzelliğin/tatlılığın'' cümlesiyle cevap vermek.
bir taraftan john mayer dinleyince az biraz hafifleyen sendrom.
aşk çözer geliştirir, aşk çarpar değiştirir, aşk sorar sorgular, aşk üretir dönüştürür, aşk yıkar, aşk yapar, aşk yorar, aşk yeniler, aşk yaşanır, aşk biter. *
asıl özlem bitmeyen ama vazgeçilmeyen özlemdir; yani 'imkansız'a duyulan. diğerleri süslenmiş laf kalabalığı.
ve artık ölü ruhlar ormanı
hiç kimseye inanmıyorum ve güvenemiyorum sözlük.
bir de bunların toplu taşıma araçarını sallayanları vardır ki düşman başına.
bu yazın sıcağında az insaf o daracık havasız dolmuşlardaki insanlara!
bu yazın sıcağında az insaf o daracık havasız dolmuşlardaki insanlara!
ilk kitabı Leyleklerin Uçuşu (Le Vol des Cicognes)'ndan bu yana çizgisinden ve tarzından hiçbir şey kaybetmeyen Jean-Christophe Grangé bu defa yine Doğan Kitap'tan çıkan Ölü Ruhlar Ormanı (La Foret des Manes) adlı son kitabıyla raflarda yerini aldı.
Taş Meclisi'nden sonra ikinci defa bir kadın kahraman görüyoruz bu kitapta. Paris'te sorgu yargıçlığı yapan Jeanne Korowa bir dizi tesadüfler sonrası kendini bir seri cinayetler davasında geri dönülemeyecek bir noktada buluyor ve tek başına katilin ve hikayesinin peşine düşüyor. Her zaman olduğu gibi Grangé'ın bu romanında da sürükleyicilik üst düzeyde. Yazarın daha önceki mesleği olan gazetecilik ve gezi yazarlığı tecrübelerinin avantajlarına her satırda rastlayabiliyoruz. Akıcı bir anlatım tekniği ve inanılmaz bir betimleme becerisi. Öyle ki Arjantin, Guatemala, Nikaragua ülkelerinin şehirlerinin sokaklarını, bir otel odasını veya balçıkların içindeki hareket eden bir cangılı kare kare gözümüzün önünde canlandırabiliyoruz Grangé sayesinde. Bu da maceraya iyice kapılmamıza neden oluyor. Tüm sürükleyiciliğin yanı sıra yazar bu kitapta otizm, genetik, tarih öncesi, coğrafya, tarih, heykeltıraşlık, psikoloji, kriminoloji gibi farklı alanları kapsayan müthiş bir bilgi birikimini okuyucularına aktarıyor.
Not: ilk defa bir Grangé kitabının sonunu çok bariz bir şekilde tahmin edebildim...
Taş Meclisi'nden sonra ikinci defa bir kadın kahraman görüyoruz bu kitapta. Paris'te sorgu yargıçlığı yapan Jeanne Korowa bir dizi tesadüfler sonrası kendini bir seri cinayetler davasında geri dönülemeyecek bir noktada buluyor ve tek başına katilin ve hikayesinin peşine düşüyor. Her zaman olduğu gibi Grangé'ın bu romanında da sürükleyicilik üst düzeyde. Yazarın daha önceki mesleği olan gazetecilik ve gezi yazarlığı tecrübelerinin avantajlarına her satırda rastlayabiliyoruz. Akıcı bir anlatım tekniği ve inanılmaz bir betimleme becerisi. Öyle ki Arjantin, Guatemala, Nikaragua ülkelerinin şehirlerinin sokaklarını, bir otel odasını veya balçıkların içindeki hareket eden bir cangılı kare kare gözümüzün önünde canlandırabiliyoruz Grangé sayesinde. Bu da maceraya iyice kapılmamıza neden oluyor. Tüm sürükleyiciliğin yanı sıra yazar bu kitapta otizm, genetik, tarih öncesi, coğrafya, tarih, heykeltıraşlık, psikoloji, kriminoloji gibi farklı alanları kapsayan müthiş bir bilgi birikimini okuyucularına aktarıyor.
Not: ilk defa bir Grangé kitabının sonunu çok bariz bir şekilde tahmin edebildim...
''Hayyam, yalnızdın sevgilinin yanında!
Şimdi gitti, artık ona sığınabilrsin.'' *
Şimdi gitti, artık ona sığınabilrsin.'' *